TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu
FORUMUMUZDAN DAHA IYI YARARLANMAK ICIN UYE OL
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu
FORUMUMUZDAN DAHA IYI YARARLANMAK ICIN UYE OL
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu

|
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Sitemize Moderator Alımları Başlamıştır
Kullanıcıların Dikkatine Forum Kuralları Oluşturulmuştur Bütün Kullanıcılar Lütfen Okusun
Forum Kurallarını Bütün Kullanıcılar Okumuş Sayılmaktadır
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Cradle of Persia 1.08 (Portable)
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyCuma Tem. 16, 2010 4:42 pm tarafından kizilcakisla

» Moderatorluk Kuralları
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyCuma Tem. 16, 2010 4:21 pm tarafından kizilcakisla

» HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:09 pm tarafından k058

» Erkek kadına dedi ki:
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:09 pm tarafından k058

» BİR AĞAÇ OLSAM
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:08 pm tarafından k058

» GÜZEL NE GÜZEL OLMUŞSUN
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:08 pm tarafından k058

» SENİ ÖZLEMEKTEYİM YAR
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:07 pm tarafından k058

» İsimsiz sorgularımın
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:07 pm tarafından k058

» Ben sana mecburum
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:06 pm tarafından k058

Kimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 14 kişi Cuma Mayıs 07, 2021 7:39 pm tarihinde online oldu.
En iyi yollayıcılar
k058
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
Admin
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
3bub3kir
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
eşrefpaşahastanesi
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
coskun.cnd
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
esperaldo
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
kizilcakisla
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
ruya-tabiriniz
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
KaRa_SoN
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
cayluk
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_lcapVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Voting_barVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Vote_rcap 
Üye Paneli
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) ConfigureProfiliniz                 
Bilgiler
Seçenekler
İmza
Avatar

Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Kwalletmanager Sosyal                    
Arkadaş ve Tanınmamış
Üye listesi
Grup
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Newmsg Özel Mesaj            
 Yeni Özel Mesaj
Gelen Kutusu
ÖM Gönder
 Saklanan Ö. Mesajlar
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Kthememgr Forumdan             

 

 Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
k058
Yönetici
Yönetici
k058


Canlı
Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
Balık
Mesaj Sayısı : 284
Kayıt tarihi : 04/06/09
Yaş : 30
Lakap : Paylaşımcı | Admin

Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) Empty
MesajKonu: Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11)   Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11) EmptyC.tesi Ocak 30, 2010 11:50 pm

Ve Dünyadan AyrılıyorVe Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11)



Peygamberimiz
Aleyhisselâmın hastalığı sıtma idi. Soğuk su ile rahatlamaya çalışıyordu. Son üç
günde hastalığı iyice ağırlaştı. Hazreti Ebû Bekir'i imamlık yapmak üzere vekil
seçti. Nihayet 13 gün süren hastalıktan sonra hicretin 11 nci yılı Rebiulevvel
ayının 12 nci Pazartesi gecesi milâdî 632 yılında 63 yaşında mübarek ruhları
uçup en yüce makama gitti.

Sahabiler bu
acı hakikat karşısında şaşırıp kaldılar. Diller tutuldu, kalbler dondu,
feryadlar göklere yükseldi. Hazreti Ömer gibi sahabiler bile inanmak istemedi.
Bu fırsattan faydalanmak isteyen bazı kimseler dinden çıkarak yalancı
peygamberlik hevesine kapıldı. Ancak Hazreti Ebû Bekir'in soğukkanlı davranışı
ve hâkim olucu sözleri karşısında herkes kendine gelebildi.

Çünkü o büyük
dost Hazreti Muhammed Aleyhisselâm'ın getirdiği Kur'an, ve Şeriatının rehberlik
vazifesine devam ettiğini bildiriyor, bu büyük hakikati hatırlatıyordu.

Kendilerini
toparlayan müminler önce Hazreti Ebû Bekir'i Halife seçip emrine girdiler. Sonra
da Fahri Kâinat Efendimize karşı son vazifelerini yaptılar. Erkekler, kadınlar
ve çocuklar sırayla namazını kıldılar. Peygamberimiz Aleyhisselâm, dünyaya
gözlerini yumduğu, Hazreti Aişe'nin saadetli hanesine defnedildi. Şimdi Ravza-ı
Mutahhara denilen makamı meydana geldi.
Peygamberimizin
Yüksek Ahlâkı




Peygamberimiz
Aleyhisselâm, bütün yaratılmışların en şereflisi ve şânı en yüce olanıdır.
İnsanlara güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildiğini söylemiştir. Her güzel
işte, örnek O'dur, ölçü O'dur. Merhamet ve şefkati, cömertlik ve keremi, akıl ve
zekâsı, güzellik ve yaratılışı, iyilik ve ihsanı, doğruluk ve adaleti, sabır ve
kanaati, temizlik ve iffeti, yiğitlik ve kuvveti, hâsılı her üstünlük ve
fazileti başkaları ile ölçülmesi mümkün olmayacak derecede yüksektir.

Küçükleri
sevip okşamak, hastaları arayıp sormak, hareketlerinde ölçülü olmak, herkese
tatlı söz ve güler yüz göstermek, fakirlere ve düşkünlere yardımcı olmak, işi
her zaman ehline vermek, aşırılığa ve gösterişe yüz vermemek, herkesin hakkını
gözetmek gibi akla gelen her olgun ahlâk, O'nun sünnetidir.

Koca Arap
yarımadası emri altında iken bir kuru ekmek parçasıyla karnını doyuracak, hattâ
açlığını gidermek için karnına taş bağlayacak derecede sabır, kendisini öldürmek
için saldıran ve yaralayarak en ağır eziyeti yapanların, sadece doğru yola
gelmelerini isteyecek kadar merhamet sahibiydi. Huzurunda titreyen bir
ziyaretçiye: "Korkma arkadaş! Ben, Kureyş'ten kuru ekmek yiyen bir kadının
oğluyum!" buyuran bir geniş gönül taşıyordu. Kısacası, her güzel ahlâk, O'nda
ayrı bir güzellik kazanmıştı.
Zevceleri



Peygamberimiz
Aleyhisselâmın çok evlenmenin yasaklanmasından önce, bir çok hikmetler ye
çeşitli sebeplerle nikâhına aldığı validelerimizin sayısı 12'dir. İlk zevcesi
Hazreti Hatice ile Hazreti Zeyneb binti Huzeyme, kendi sağlığında vefat
etmişler, diğerleri ise sonraya kalmışlardır. Zevcelerinden Hazreti Ebû Bekir'in
kızı Hazreti âişe ve Hazreti Ömer'in kızı Hazreti Hafsa'yı bu en yakın iki
dostuyla bağlılığını artırmak için nikahlamıştır. Bu maksatla, kendi kızlarını
da üçüncü ve dördüncü derecedeki yakın dostu Hazreti Osman ve Hazreti Ali'ye
vermiştir.

Ebû Süfyan'ın
kızı Hazreti Ümmü Habibe, kocasının Habeşistan'da Hıristiyanlığa dönmesiyle
himayesiz kalmıştı. Babası imân etmediği için onun yanına da gelemiyor, asaletli
olduğu için herkesle evlenemiyordu. Peygamberimiz Aleyhisselâm dininde sebat
eden bu mümineyi Habeş Hükümdarını vekil tâyin ederek nikahladı. Medine'ye
getirterek himayesi altına aldı.

Hazreti Zeyneb
binti Huzeyme, Hazreti Ümmü Seleme ve Hazreti Şevde de Hazreti Hafsa gibi
kocaları Allah yolunda savaşırken şehîd düşmüşlerdi. Kimsesiz kalan ve korunmaya
muhtaç olan bu kadınları Peygamberimiz Aleyhisselâm nikâhına aldı. Hazreti
Zeyneb binti Cahş ise akrabası olup kocası ile geçinemediğinden ayrılmıştı.
Efendimiz (A.S) akrabasının ricaları üzerine, onu nikâhına aldı.

Hazreti
Cüveyriyye, Hazreti Mâriye, Hazreti Safiyye ve Hazreti Meymune validelerimiz
ise, siyasî sebeplerden dolayı Peygamberimizin nikâhına girmişlerdir. 53 yaşına
kadar dul bir kadın olan Hazreti Hatice ile yaşayan Peygamberimiz Aleyhisselâm
bir çok hikmet ve sebeplerle, ömrünün son 10 yılında çok kadınla evlenmiştir. Bu
validelerimiz de o hazretten öğrendikleri ile İslama büyük hizmetlerde
bulunmuşlardır.
Evlâdı
(Çocukları)




Peygamberimiz
Aleyhisselâmın üçü erkek, dördü kız olmak üzere yedi evlâdı dünyaya gelmiştir.
İlk oğlu Hazreti Kaasım olduğu için, Efendimiz (A.S) "Ebu'l-Kaasım = Kaasımın
Babası" lakabıyla anılmıştır. Diğer oğulları da Hazreti Abdullah ve Hazreti
İbrahim'dir. Kızları Hazreti Zeyneb, Hazreti Rukayye, Hazreti Ümmü Külsûm ve
Hazreti Fâtıma'dır. Yalnız Hazreti ibrahim, Hazreti Mâriye'den doğmuş,
diğerlerinin hepsi Hazreti Hatice'den olmuştur.

Oğulları bebek
halinde, kızları ise evlilik hayatı sürerken Peygamberimiz Aleyhisselâm'dan önce
vefat etmişlerdir. Yalnız Hazreti Fâtıma, babasından altı ay sonra 24 yaşında
dünyadan ayrılmıştır. Hazreti Rukayye ile Hazreti Ümmü Külsûm, sırasıyla Hazreti
Osman b. Affan ile evlenmişlerdir. Bu sebeple Hazreti Osman'a "Zinnûreyn = İki
Nur Sahibi" lâkabı verilmiştir. Hazreti Zeyneb, Hazreti Ebû As b. Rebî ile,
Hazreti Fâtıma da Hazreti Ali ile evlenmişlerdir.

Peygamberimiz
Aleyhisselâmın soyu, kızı Hazreti Fâtıma'nın oğulları Hazreti Hasan ve Hazreti
Hüseyin neslinden devam etmiştir. Diğer kızlarından olan torunları yaşamamıştır.
Hazreti Fâtıma'nın, Hazreti Hasan ile Hazreti Hüseyin'den başka Muhsin,
Ümmükülsûm ve Zeyneb adında bir oğlu ve iki kızı daha vardır.

HALİFELERİ
Birinci
Halifesi
Hazreti
Ebû Bekir




Peygamberimiz
Aleyhisselâmdan sonra Müslümanların din ve dünya işlerini idare edenlere
"Halîfe" ve "Emîr" denilir. İslâmın ilk halifesi, Hazreti Ebû Bekir olup soyu
yedinci göbekte Peygamberimiz Aleyhisselâm ile birleşir.

Hazreti Ebû
Bekir, erkeklerden ilk iman eden, malının tamamına yakın kısmını Allah yolunda
harcayan, Hazreti Bilâl gibi işkence gören Müslümanları kâfirlerin elinden satın
alarak kurtaran, Peygamberimiz Aleyhisselâmın hicret arkadaşı ve kızı Hazreti
Âişe ile evlenmesinden dolayı da kayınpederi olan en büyük dostudur.

Hazreti Ebû
Bekir, iki sene üç ay süren halifeliği sırasında: Yemen, Necid ve Yemâme gibi
yerlerde çıkan yalancı peygamberleri ortadan kaldırmış, dinden dönenleri,
İslâmın emirlerinde gevşeklik gösterenleri yola getirmiş, Kur'an-ı Kerîm'in âyet
ve sûrelerini bir araya toplatmıştır.

O'nun
zamanında Hazreti Halid b. Velid'in emrindeki İslâm Orduları, Bizans ve İran
Devletleri ile bir çok savaşlar yapmış ve her defasında yenerek geniş toprakları
fethetmiş, Müslümanlığı yaymıştır.

Hazreti Ebû
Bekir hicretin 13'üncü senesinde 63 yaşında irtihal etmiş, yerine Hazreti Ömer'i
seçmiştir.

İkinci
Halifesi
Hazreti
Ömer




Hazreti Ebû
Bekir'den sonra İslâmın ikinci halifesi olan Hazreti Ömer'in soyu, sekizinci
göbekte Peygamberimiz Aleyhisselâm ile birleşir. Kızı Hazreti Hafsa ile
evlenmesi sebebiyle Peygamberimiz Aleyhisselâmın kayınpederi olmuştur.

O'nun imana
gelmesiyle, Müslümanlar ve kâfirlerin tarafı açıkça ayrılıp belli olduğu için
Peygamberimiz Aleyhisselâm kendisine bu mânâyı dile getiren "Faruk" lâkabını
vermiştir.

Peygamberimiz
Aleyhisselâmın ikinci, Hazreti Ebû Bekir'in de birinci veziri makamında, İslâm
Dinine büyük hizmetlerde bulunan Hazreti Ömer'in adaleti bütün dünyaca
meşhurdur. Adaleti sevdiği için, hatır ve gönüle bakmamış, dünya malına aldırış
etmemiş, kanaat içerisinde çok sâde bir mümin olarak yaşamıştır.

Hazreti
Ömer'in halifeliği sırasında Bizans ve İran Devletleri ile yapılan bir çok
savaşlar kazanılmıştır. Bunun sonucu olarak da İran Devleti tamamen ortadan
silinmiş, Bizanslılar ise Mısır ve Kudüs'den Erzurum'a kadar topraklarının
çoğunu Müslümanlara bırakıp kendi kabuğuna çekilmiştir. Böylece islâm Orduları
Afrika'da Tunus'dan, Asya'da Kafkas Dağları ve Çin'e kadar olan yerleri
fethetmişler, hazine paralarla dolup taşmıştır.

Peygamberimiz
Aleyhisselâmın hicreti, 17'nci yılında, Hazreti Ömer zamanında tarih başı olarak
kabul edilmiştir. Müminlerin emiri, 10 yıl altı ay idareden sonra hicretin
23'üncü senesinde, 63 yaşında olduğu halde, Ebû Lü'lü adında bir Hıristiyan köle
tarafından şehid edilmiştir.

Üçüncü
Halifesi
Hazreti
Osman




Hazreti
Ömer'den sonra üçüncü halife seçilen Hazreti Osman, ilk Müslümanlardan olup
Peygamberimiz Aleyhisselâmın soyu ile beşinci göbekte birleşir. Çok edeb ve hayâ
sahibi, yumuşak huylu bir zât idi. Zengin olduğu için malının tamamına yakın
kısmını Allah yolunda harcamış, büyük yardımlarda bulunmuştur. Peygamberimiz
Aleyhisselâmın iki kızı ile evlenerek damadı olmak şerefini elde etmiştir.

Hazreti
Osman'ın halifeliği 12 seneden 12 gün noksandır. Kur'an-ı Kerîm'in sûrelerini
sırasına göre düzenlettirmiş, bugünkü haline getirterek nüshalarını çoğalttırmış
ve her tarafa dağıttırmıştır.

Hazreti Osman
devrinde Afrika'nın kuzey kısımları, Kıbrıs adası, Anadolu'nun içleri, Türkistan
ve daha nice yerler, İslâm Ordularının eline geçti. İslâmın sınırları çok
genişledi.

Hazreti
Osman'ın son zamanlarında bazı iç karışıklıklar çıktı. Bunun sonucu olarak da
hicretin 35'inci yılında, 80 yaşını geçtiği halde şehîd edildi.

Dördüncü
Halifesi
Hazreti
Ali




Hazreti
Osman'dan sonra İslâmın dördüncü halifesi seçilen Hazreti Ali, amcası Ebû
Talib'in oğludur. 10 yaşında iken İslâmı kabul etmiş, kızı Hazreti Fâtıma ile
evlendirmekle damadı olmuştur. Hazreti Ali'nin yiğitliği çok meşhurdur.

Hazreti Ali
halife seçildikten sonra, bazı Müslümanlar Hazreti Osman'ın kanını dâvâ etmişler
ve bu sebeplerle Cemel ile Sıffîn savaşları çıkmış, İslâm arasına ayrılık
girmiştir.

Nihayet
hicretin kırkıncı yılında, beş senelik halifelikten sonra Hazreti Ali şehîd
edilmiştir. Hazreti Ali'nin yerine büyük oğlu Hazreti Hasan geçmiştir. Ancak
yerini, altı ay sonra babası zamanında Şam'da halifeliğini ilân eden Hazreti
Muaviye'ye bırakarak çekilmiştir. Böylece İslâm'da "Hulefâyı Râşidîn" denilen
büyük halifeler devri sona ermiştir.
EMEVÎLER



Hicretin
kırkıncı yılından başlayarak halifelik, Hazreti Muaviye'nin soyu olan Emevîler'e
geçti ve bu isimle anılmaya başladı. Emevilerin Hazreti Muaviye ile başlayan
idarelerinin ilk devirleri pek parlak geçti. Devlet yeni imkânlara kavuştu ve
her şey gelişti. Şam, Devlet Merkezi olarak kullanıldı.

Büyük
donanmalar kurulup denizlere açıldı. Türkistan, Hindistan ve Sudan'a ordular
gönderildi. Afrika'nın Kuzeyi Fas'a kadar fethedildi. İstanbul bir kaç defa
kuşatıldı. Hicretin 49'uncu yılında yapılan kuşatmada, Hazreti Ebu Eyyub el
Ensârî şehîd düşerek bu şehirde defnedildi.

Emevilerin
idaresi 90 sene sürdü ve bu zaman içerisinde 14 halife gelip geçti. Hazreti
Muaviye'den sonra idareye geçen Yezid zamanında, Peygamberimiz Aleyhisselâmın
torunu Hazreti Hüseyin, Kerbelâ'da şehîd oldu. Halife Abdulmelik zamanında İslâm
sınırları çok genişledi. Emevî halifelerinden Hazreti Ömer b. Abdulaziz, çok
değerli bir zat olup İslâm Dinine hizmetleri büyüktür.

Son Emevî
halifesi Mervan zamanında, Horasan'lı Ebû Müslim'in çabaları ile Emeviler
Devleti sona ermiş, idare Peygamberimiz Aleyhisselâmın amcası Hazreti Abbas'ın
soyuna geçmiştir. Emeviler'den Abdurrahman b. Muaviye kaçarak kurtuldu ve
İspanya'da Endülüs Emeviler Devletini kurdu. Bu devlet de çeşitli değişikliklere
uğrayarak 422 sene sürdü.
ABBASİLER



Abbasiler,
Bağdad şehrini merkez olarak seçtiler, devlet hizmetlerini geliştirdiler. Hicrî
132 yılında başlayan idareleri 656 senesine kadar devam etti. Bu zaman
içerisinde 37 halife geldi geçti.

Abbasi
halifeleri içerisinden Ebû Cafer Mansur ve Harun Reşid devirleri parlak
geçmiştir. Harun Reşid zamanında Abbasiler en şanlı devirlerini yaşamışlar;
İslâm Orduları Hindistan'dan Atlas Okyanusu'na, Kafkaslar'dan Orta Afrika'ya
kadar fetihler yapmışlardır. Müslümanların bu hali Avrupalı devletlerin
dikkatini çekmiş, krallar ile halife arasında elçiler gelip gitmiştir.

Harun Reşid'in
Kral Şarlman'a gönderdiği bir çalar saati, ilk defa gören Avrupalılar çok hayret
etmişlerdir.

Bu
halifelerden sonra idarede yavaş yavaş zayıflık meydana gelmiş, bazı vilâyetler
kendi başlarına devlet olmuşlardır. Fas ve Cezayir'de ayrı idareler kurulmuş,
Mısır'da Fâtımîler Devleti ortaya çıkmıştır. Emeviler soyundan Abdurrahman b.
Muaviye ise daha ilk zamanlarda, İspanya'da Endülüs Emevi Devletini
kurmuştur.

Emevilerden
Hazreti Muaviye zamanında fethedilip de halkı İslâm Dinini kabul etmiş olan
Türkistan, gittikçe gelişti. Türkler de Abbasi Devleti içerisinde büyük değer
kazandılar, din hizmetinde bulundular. Abbasiler'den sonra birçok devletler
kurdular. Bunlardan; Afganistan'da kurulan Gazneliler Devleti gibi, bazıları
dünyanın en büyük hükümetleri olmuş, Sultan Mahmud gibi yiğit hükümdarlar
yetiştirmiştir.
Abbasiler'den
Sonra....




Abbasi
Devleti'nin zayıflaması sırasında ve parçalanmasından sonra, İslâm
memleketlerinde küçüklü büyüklü bir çok devletler kuruldu. Bu devletlere
"Tavâif-i Mülûk" adı verilir. Tamamına yakın kısmını Türklerin kurduğu bu
devletlerin sayısı otuzdan fazladır. İçlerinde en mühimleri Gazneliler,
Harzemşahlılar, Kirmanşahlar, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Kölemenler,
Eyyubîler, Selçuklular, Cengiz ve Timur Hanlıkları'dır.

Bunlar
arasında, Türk beylerinden Tuğrul Bey'in kurduğu Selçuklu Devleti çok mühimdi.
Tuğrul Bey'in oğlu Alparslan ve onun oğlu Melikşah zamanlarında, dünyada
bunlardan büyük devlet yoktu. Anadolu'yu da fetheden Selçuklular, sonradan bir
kaç parçaya bölündü. Eski kuvvetleri kalmadı.
Moğol
Saldırısı ve Haçlı Savaşları




Tavâif-i Mülûk
denilen devletlerin tamamına yakın kısmı, İslâm Dinine büyük hizmetlerde
bulunmuşlardır. Ancak içlerinden birkaçının verdiği zararlar da büyüktür.

Cengiz Han'ın
idaresindeki Moğollar ve o zaman henüz cahillik içerisinde bulunan bazı Tatar
kabileleri, İslâm memleketlerine saldırmışlar, geçtikleri yerleri çiğneyip harap
etmişler, milyonlarca Müslümanı öldürerek ortalığı kan denizine
çevirmişlerdir.

Diğer taraftan
Avrupalı Hıristiyanlar da Kudüs'ü Müslümanların elinden almak bahanesiyle büyük
ordularla savaşa çıktılar. "Haçlı Savaşları" diye anılan bu saldırılar, Müslüman
Türk Devletlerinin büyük çabaları ile geri püskürtüldü. Mısır ve Suriye
taraflarında hükümdarlık yapan Selâhaddin Eyyubî'nin kahramanca çarpışmaları ve
İslâm ülkelerini büyük bir tehlikeden kurtarması, tarihte şanlı bir yer
tutar.

Hıristiyanlar,
papaların çabalarıyla yedi defa düzenledikleri bu Haçlı Savaşları sırasında,
İslâm ülkelerinden götürdükleri yenilikleri memleketlerinde uyguladılar. Böylece
Avrupa'da medeniyetin gelişmesine Müslümanlar sebep oldu. Hıristiyanların
yaşayışları çok değişti.

İspanya'da
kurulan ve Avrupa'da İslâmı yaymaya çalışan, Endülüs Emevîler Devleti de yavaş
yavaş çökmeye başladı. Gırnata'dan başka Müslümanların elinde bir yer kalmadı.
Sonra buraları da İspanyollar, ele geçirdi. İslam medeniyeti adına ne varsa
herşey yakıp yıkıldı. Bütün müslümanlar katledildi. Müslümanların fethi
sırasında yapılanlarla tam bir tezat teşkil eden bu hali tarih kitapları ibretle
kaydetmektedirler. Endülüs Devleti böyle son buldu.
Osmanlılar



Hindistan ve
Çin'den Atlas Okyanusu'na kadar hüküm süren İslâm Devletleri bozuldu. Yerlerine
bir çok küçüklü büyüklü devletler kuruldu. Biribiri arasında iç ve dış
çekişmelerle İslâm birliği zayıfladı.

İşte bu sırada
İslâm âlemini üç, dörtyüz senedenberi uğramakta olduğu belâ ve sıkıntılardan
kurtarma şerefi, dinin Yüce Kitabı Kur'an-ı Kerîm karşısında, bir gece sabaha
kadar el bağlayıp duran Türk aşiretlerinden Ertuğrul Gâzi Oğlu Osman Gaziye
nasip oldu. Abbasi Devleti'nin yıkılış tarihi olan hicretin 656'ncı yılında,
Ertuğrul Gâzi'nin Söğüt kasabasında dünyaya gelen oğlu Osman Bey, Yüce İslâm
Dininin hizmetçisi ve yardımcısı olan Osmanlı Devleti'nin temelini kurdu: Milâdî
1299.

İslam
Şeriatının hükümleriyle eksiksiz amel eden bu soylu ve şerefli millet, Allahü
Teâlâ'nın yardımıyla az zamanda büyüdü, dünyaya hükmeden bir imparatorluk
oldu.

Osmanlı
Devleti'nin dokuzuncu padişahı Yavuz Sultan Selim Han, Mısır'ı fethettiği
sırada, son Abbasi Halifesi Üçüncü Mütevekkil Alellah, emâneti Yavuz'a verdi.
Mekke Şerifi de mukaddes emânetleri bu hükümdara teslim etti. Böylece Osmanlı
Sultanları , Yavuz'dan başlıyarak, Peygamberimizin halifesi bütün müslümanların
da emiri oldular.

İçerde
Müslümanların, din ve dünya işlerini idare eden Osmanlılar, dışarda da büyük
fetihlerle üç kıt'a, yedi denize hakim oldular. Osmanlı ulemasının tefsir ve
izahlarına göre, bir taraftan ümmeti vasat sıfatını alan Osmanlılar,
diğer taraftan da hadisi şeriflerde beyan edilen, Hatime vasfını elde
etmişlerdir. Şimdi ise dünya ve islam alemi "hatimetül hatime"yi
beklemektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ve Dünyadan Ayrılıyor(M. 632 - H. 12 Rebiul Evvel 11)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu :: Dini Bölüm :: Hz.Muhammed(S.A.V)'in Hayatı-
Buraya geçin: