TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu
FORUMUMUZDAN DAHA IYI YARARLANMAK ICIN UYE OL
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu
FORUMUMUZDAN DAHA IYI YARARLANMAK ICIN UYE OL
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu

|
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Sitemize Moderator Alımları Başlamıştır
Kullanıcıların Dikkatine Forum Kuralları Oluşturulmuştur Bütün Kullanıcılar Lütfen Okusun
Forum Kurallarını Bütün Kullanıcılar Okumuş Sayılmaktadır
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Cradle of Persia 1.08 (Portable)
YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyCuma Tem. 16, 2010 4:42 pm tarafından kizilcakisla

» Moderatorluk Kuralları
YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyCuma Tem. 16, 2010 4:21 pm tarafından kizilcakisla

» HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:09 pm tarafından k058

» Erkek kadına dedi ki:
YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:09 pm tarafından k058

» BİR AĞAÇ OLSAM
YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:08 pm tarafından k058

» GÜZEL NE GÜZEL OLMUŞSUN
YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:08 pm tarafından k058

» SENİ ÖZLEMEKTEYİM YAR
YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:07 pm tarafından k058

» İsimsiz sorgularımın
YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:07 pm tarafından k058

» Ben sana mecburum
YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:06 pm tarafından k058

Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 14 kişi Cuma Mayıs 07, 2021 7:39 pm tarihinde online oldu.
En iyi yollayıcılar
k058
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
Admin
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
3bub3kir
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
eşrefpaşahastanesi
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
coskun.cnd
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
esperaldo
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
kizilcakisla
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
ruya-tabiriniz
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
KaRa_SoN
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
cayluk
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_lcapYÛSUF ALEYHİSSELÂM Voting_barYÛSUF ALEYHİSSELÂM Vote_rcap 
Üye Paneli
YÛSUF ALEYHİSSELÂM ConfigureProfiliniz                 
Bilgiler
Seçenekler
İmza
Avatar

YÛSUF ALEYHİSSELÂM Kwalletmanager Sosyal                    
Arkadaş ve Tanınmamış
Üye listesi
Grup
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Newmsg Özel Mesaj            
 Yeni Özel Mesaj
Gelen Kutusu
ÖM Gönder
 Saklanan Ö. Mesajlar
YÛSUF ALEYHİSSELÂM Kthememgr Forumdan             

 

 YÛSUF ALEYHİSSELÂM

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
k058
Yönetici
Yönetici
k058


Canlı
Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
Balık
Mesaj Sayısı : 284
Kayıt tarihi : 04/06/09
Yaş : 30
Lakap : Paylaşımcı | Admin

YÛSUF ALEYHİSSELÂM Empty
MesajKonu: YÛSUF ALEYHİSSELÂM   YÛSUF ALEYHİSSELÂM EmptyPaz Ocak 31, 2010 8:17 pm

Yûsuf Aleyhisselâm










Köle olarak satıldı. Sabretti, sultan oldu.

YÛSUF ALEYHİSSELÂM I.
Bölüm


Mısır ahâlisine gönderilen peygamber.
Yâkûb aleyhisselâmın oğludur. Annesinin ismi Râhil'dir. İsrâiloğullarından
(Yâkûb aleyhisselâmın neslinden) gönderilen ilk peygamberdir. Küçük yaştayken
annesi vefât eden Yûsuf aleyhisselâmı ve küçük kardeşi Bünyâmin'i babaları olan
Yâkub aleyhisselâm şefkâtle bakıp büyütüyordu. Çünkü onlar anne şefkatinden
mahrum kalmışlardı. Annesinin vefâtından sonra Yûsuf aleyhisselâm halasının
yanında kaldı. Halasının vefâtından sonra tekrar babasının yanına döndü. Yi
rüyâsında gördü. Bu rüyâsını babasına anlattı. Oğlu Yûsuf'un anlattıklarını
dinleyen Yâkub aleyhisselâm onâkub aleyhisselâmın diğer hanımlarından olan
Rabil, Şem'un, Lâvi, Yehûda, İsâhar, Zablun, Dân, Neftâli, Câd ve Âşir adlı
oğulları Yûsuf ve kardeşi Bünyamin'i babalarının daha çok sevmesini
kıskanıyorlardı. Yûsuf aleyhisselâm yedi veya on iki yaşlarındayken on bir
yıldız, ay ve güneşin kendisine secde ettiklerin bir yıldızın diğer oğulları
güneşin kendisi, ayın da hanımı olduğu şeklinde tâbir etti. İleride hazret-i
Yûsuf'un büyük nimetlere kavuşacağını ve ona peygamberlik verileceğini anladı.
Bu rüyâyı duydukları takdirde kardeşlerinin kendisini daha çok kıskanacaklarını
ve şeytanın vesvesiyle ona bir kötülük yapabileceklerini düşünerek rüyâsını
kardeşlerine anlatmamasını hazret-i Yûsuf'a söyledi. Yâkub aleyhisselâmın oğlu
hazret-i Yûsuf'u kendilerinden daha çok sevmesi sebebiyle kıskançlıkları iyice
artan diğer oğulları toplanıp aralarında konuştular. Yûsuf'u babalarından
uzaklaştırmaya karar verdiler. Bunun için de iki yol düşündüler. ''Ya öldürürüz
veya onu babamıza ulaşamayacağı bir yere bırakırız. Böylece babamızın sevgisini
kendimize çekeriz.'' dediler. İçlerinden biri (Rabil veya Yehûda); ''Eğer benim
sözümü tutarsanız, Yûsuf'u öldürmeyin. Onu büyük bir kuyunun dibine bırakın ki,
oraya uğrayan yolculardan biri çıkarıp başka bir yere götürür. Böylece Yûsuf
babamızdan uzaklaştırılmış olur.'' dedi. Diğerleri de bu görüşü benimseyip
hazret-i Yûsuf'u kuyuya atmaya karar verdiler..


Ertesi gün hep birlikte Yâkub
aleyhisselâma giden oğulları koyunlarını otlatmak için kıra gideceklerini,
kardeşleri Yûsuf'u da çok sevdikleri için, yanlarında götürmek istediklerini
söylediler. Kardeşlerinin Yûsuf'a birşey yapacaklarından çekinen Yâkub
aleyhisselâm:''Onu götürmeniz beni mahzûn eder, siz ondan habersizken onu kurt
yemesinden korkarım.'' dedi. Oğulları babalarına karşı yemin ederek; ''Biz
kuvvetli bir toplulukken, onu kurt yerse âciz ve güçsüz kimseler olmuş oluruz.''
diyerek hile ile hazret-i Yûsuf'u babalarından aldılar. Yâkup aleyhisselâm
oğullarının ısrârı ve hazret-i Yûsuf'un da onlarla gitmek istemesi karşısında
takdire râzı oldu. Kardeşleri babalarından uzaklaşınca Yûsuf'a eziyet etmeye
başladılar. Bir müddet sonra atmayı kararlaştırdıkları kuyunun başına vardılar.
Kardeşleri Yûsuf aleyhisselâmın elbiselerini soydular. İpe bağlayıp kuyuya
sarkıttılar. Kuyunun yarısına kadar varınca da ipi kestiler. Yûsuf aleyhisselâm
suyun içine düştüğü sırada şu duâyı okudu: ''Ey gâib olmayan şâhit! Ey uzak
olmayan Karib! Ey mağlup olmayan Gâlip! Beni bu musibetten kurtar. Bunun için
bana bir çıkış yolu nasip et!'' Yûsuf aleyhisselâm kuyuda duâ edip Allahü
teâlâyı zikretmeye başladı. Yûsuf aleyhisselâmın zikrini duyan melekler onun
etrâfına toplanıp, teselli ettiler. Cebrâil aleyhisselâm da gelip ona arkadaşlık
etti. Yûsuf aleyhisselâmın kardeşleri de, onun sırtından çıkardıkları gömleği
kestikleri bir hayvanın kanına buladılar ve babaları Yâkub aleyhisselâma
götürdüler. ''Ey bizim babamız, hakikaten biz gittik. Yarış edecektik. Yûsuf'u
da eşyâlarımızın yanında bırakmıştık. Onu kurt yemiş.'' dediler. Kesmiş
oldukları hayvanın kanına buladıkları gömleği getirdiler. Yâkub aleyhisselâm
onların yalan söylediklerini anlayarak; ''Hayır nefisleriniz sizi aldatıp böyle
bir işe sürüklemiş. Artık bana düşen sabr-ı cemildir. Sizin bu yaptıklarınız
üzerine sabrımla Allahü teâlâdan yardım isterim.'' dedi. Yûsuf aleyhisselâmın
kana bulanmış gömleğini yüzüne gözüne sürdü. Gömleğin hiç yırtılmamış olduğunu
görüp; ''O kurdun Yûsuf'uma karşı şefkati sizden fazlaymış. Vallâhi bugüne kadar
bu kurt gibi yumuşak huylusunu görmedim. Oğlumu yemiş de, sırtındaki gömleğini
bile yırtmamış.'' dedi ve takdire râzı olup sabr-ı cemilin kendisi için en güzel
yol olduğunu söyledi. Yûsuf aleyhisselâm kuyuya atıldıktan bir müddet sonra
Medyen'den gelip Mısır'a gitmekte olan bir kervan kuyunun yanında konakladı. Su
almak için vazifeli bir kişi kovasını kuyuya saldığı zaman Yûsuf aleyhisselâm
kovaya sarıldı. Kova yukarı çekilince Yûsuf aleyhisselâm da kovayla berâber
dışarıya çıktı. Kovayı çeken kişi güzel yüzlü bir çocuğunda kovanın ipine
tutunup çıktığını görünce şaşırdı. Onu yanına alıp, kâfidekilere götürdü.
Böylece Yûsuf aleyhisselâm kuyudan çıkıp kurtuldu. Bu sırada hazret-i Yûsuf'u
kuyuya atan kardeşlerinden biri ona yiyecek vermek üzere attıkları kuyunun
yanına gelmişti. Onun kervancılar tarafından kuyudan çıkarılmış olduğunu görünce
diğer kardeşlerine haber verdi. Kervancıların yanına gelen kardeşleri; ''Bu
bizim kölemizdi, kaçtı. İsterseniz onu satın alıp başka bir memlekete götürün.''
dediler. Yûsuf aleyhisselâma da; ''Bizi yalancı çıkarma, seni öldürürüz.'' diye
korkuttular.Kervancılar paralarını mala yatırdıklarını, yanlarında bulunan
birkaç dirhemi verebileceklerini söylediler. Asıl maksatları Yûsuf aleyhisselâmı
satmak olmayıp, babalarından uzaklaştırmak olan kardeşleri, kervancıların
verdiği birkaç dirheme râzı olup onu sattılar.


Kervancılar hazret-i Yûsuf'u Mısır'a
götürüp pazara çıkardılar. birçok kimse onu satın almak isteyince fiyatı
yükseldi. O sırada Mısır Azizi, yâni Mâliye Nâzırı (Bakanı) olan Kıtfir( veya
İzfir) Yûsuf aleyhisselâmı kervancılardan çok yüksek bir fiyata satın aldı. Eve
varınca da hanımına, ona iyi muâmele etmesini ileride kendilerine faydalı
olabileceğini söyledi. Yûsuf aleyhisselâmı satın alan Mısır Azizi'in hanımı
Zelihâ (veya Züleyha) idi ve çocukları olmamıştı. Bu yüzden Aziz, Yûsuf
aleyhisselâmı evlâd edinmeyi düşündü. Yûsuf aleyhisselâm Aziz'in evinde gâyet
rahattı. Aziz'in hanımı genç ve güzel bir kadındı. Aziz ise, ınnin, yâni
iktidarsız idi. Yûsuf aleyhisselâm ise, akıllara durgunluk verecek derecede
güzeldi. Yüzünde parlayan nübüvvet (peygamberlik) nûru herkesi hayran bırakırdı.
Bu hal Züleyhâ'nın ona âşık olmasına sebep oldu. Yûsuf aleyhisselâma karşı
süslenip onu kendine çekmek için çalıştı. Fakat Yûsuf aleyhisselâm Allahü
teâlânın yardımıyla ona hiç itimar etmedi. Züleyhâ sonunda kapıları kapadı ve
ondan murâd almak istedi. Yûsuf aleyhisselâm: ''Efendim (Kıtfir) iyi bakman için
beni sana bıraktı. Bunun karşılığında onun haremine hıyânet etmekten Allah'a
sığınırım.'' dedi. Yûsuf aleyhisselâmın kendisine itibar etmediğini gören
Züleyhâ ona iftira etti. Züleyhâ'nın Yûsuf aleyhisselâma yaptıkları bir müddet
sonra Mısır ahâlisi tarafından duyuldu. Haber sarayda vazifeli kimselerin
hanımları tarafından da duyulunca, kadınlar: ''Züleyhâ, Ken'anlı kölesi Yûsuf'un
nefsinden murâd almak istiyormuş. O gencin sevgisi onun yüreğine işlemiş, onu
deli etmiş. Azizin hanımı olduğu halde, Züleyhâ'nın bir köleye gönül vermesini
açık bir hatâ olarak görüyoruz.'' dediler. Züleyhâ Mısırlı kadınların kendisi
hakkındaki sözlerini işitti. O kadınların da Yûsuf aleyhisselâmı görmesi için
bir ziyâfet tertip etti. Kendisini ayıplayan kadınlarla berâber şehir eşrâfından
kırk kadar hanımı dâvet etti Onlar için bıçakla kesilerek yenecek yiyecekler de
hazırlattı. MisÂfirler gelip kendileri için hazırlanan yemekleri yemeye
başladılar. Züleyhâ, başka bir odada bulunan Yûsuf aleyhisselâmın kadınlara
görünmesini istedi. Yûsuf aleyhisselâm Züleyhâ'dan çekindiği için, emrine karşı
gelmeyip kadınlara göründü. Kadınlar Yûsuf aleyhisselâmı görünce cemâlinin
heybetinden yüzünün güzelliğinden kendilerini unuttular. Meyve yerine hiç acı
duymadan ellerini kestiler. Onun güzelliğini ve cemâlinin heybetini hiçbir
insanda görmemişlerdi. Böylece, onun melek olmedığını bildikleri halde; ''Bu bir
melektir.'' demekten kendilerini alamadılar. Onların bu hâlini seyreden Züleyhâ;
''İşte gördünüz mü? Siz benden daha çok kınanmaya, ayıplanmaya lâyıksınız. Çünkü
onu bir defâ görmekle kendinizi kaybedip ellerinizi kestiğinizin bile farkında
olmadınız. Ben ise, uzun zamandır onunla birlikteyim. Fakat hiç bir vakit sizin
bu hâlinize düşüp, hayranlığımdan dolayı kendimden geçmedim. Şimdi gördüğünüzü
önceden görseydiniz, beni kınamazdınız.'' dedi. Sonra da onlara; ''Duyduğunuz
gibi ben ondan bu iş için talepte bulundum. O ise, bu husustaki teklifimi kabul
etmedi. Eğer ona emrettiğim şeyi yapmazsa muhakkak zindanlarda sürünür.'' dedi.
Misâfir gelen kadınlar Yûsuf aleyhisselâmın etrâfına toplanıp; ''Azizin
hanımının emrine karşı gelmen sana bir fayda getirmez.'' diye Züleyhâ'nın
arzusuna uymaya teşvik ettiler. Yûsuf aleyhisselâm kadınların fuhşu güzel
gösteren hileleri ve sözleri karşısında Allahü teâlâya sığınıp duâ etti. Başına
gelen bu musibetten korunmasını niyâz etti:


Ey Rabbim! Zindan bana bu (Mısırlı)
kadınların beni dâvet ettikleri şeyden daha sevimlidir.Eğer sen onların
hilelerini benden çevirmezsen (beni ismet üzere sâbit kılmak sûretiyle
korumazsan, ben ihtiyâri olmayan tabii bir meyl ile) onlara meyleder, böylece
sefihler zümresine dâhil olurum. Bunu üzerine Rabbi onun duâsını kabul etti.
Kadınların hilelerini, şerlerini ondan çevirdi. Çünkü O (Allahü teâlâ, kendine
tazarrû ve ilticâ edenlerin duâlarını) işitici ve (hallerini) bilicidir. (Yûsuf
sûresi:33) Züleyhâ'nın kocası Aziz, Yûsuf aleyhisselâmın yapılan soruşturma
neticesinde suçsuzluğunu anlamış olduğu için herhangi bir cezâ vermeye lüzum
görmemişti. Fakat yayılan dedikoduları kesmek i.in ve Züleyhâ'nın baskılarına
boyun eğerek Yûsuf aleyhisselâmın hapsedilmesine karar verdi. Böylece hazret-i
Yûsuf zindana atıldı. Uzun zaman zindanda kaldı. Zindanda ne kadar kaldığı kesin
olarak bilinmemektedir. Yûsuf aleyhisselâmla birlikte Mısır Firavununun
ekmekçisi ve şerbetçisi de hapishânedeydiler. Yûsuf aleyhisselâm zindandayken
hastaları ziyâret eder, geceleri dâima namaz kılar, Rabbini zikrederdi.
Kendisine Allahü teâlâ rüya tâbiri ilmini öğretti. Yûsuf aleyhisselâm Firavun'un
ekmekçisi ve şerbetçisinin görmüş oldukları rüyâyı tâbir etti. Birisi rüyâsında
üzüm sıktığını, diğeri de başının üzerinde ekmek taşıdığını ve bu ekmekten
kuşların yediğini görmüştü. Yûsuf aleyhisselâm rüyâsında üzüm sıkanın serbest
bırakılacağını, ekmek taşıyanın ise idâm edileceğini söyledi. O kimselerin
rüyâları, yorumladığı gibi çıktı. Şerbetçi serbest bırakılıp eski vazifesine
döndü, ekmekçi de asıldı ve başının etini kuşlar yedi. Yûsuf aleyhisselâm
zindandayken Mısır hükümdarı bir rüyâ görmüştü. Dehşetle uykusundan uyanıp;
''Ben rüyâmda yedi semiz ineğin yedi zayıf ineği yediğini ve yedi yeşil başak,
yedi de kurumuş başak gördüm. Ey ileri gelenler, eğer rüyâ tâbiri biliyorsanız,
bu rüyâmı yorumlayın.'' dedi. Onlar ''Biz böyle rüyâların yorumunu bilmeyiz.''
dediler Bu sırada daha önce Yûsuf aleyhisselâm ile zindanda kalan şerbetçi kendi
rüyâsını tâbir ettirdiğini hatırlayarak; ''Ben bu rüyânın yorumunu yaptıracağım.
Beni Yûsuf'un (aleyhisselâm) bulunduğu zindana götürüp onunla görüştürün'' dedi.
Şerbetçiyi Yûsuf aleyhisselâmın yanına götürdüler. O da Mısır hükümdârının
rüyâsını anlatıp yorumunu istedi. Allahü teâlâ Yûsuf aleyhisselâma zindandayken
peygamberlik emrini bildirdi. Yûsuf aleyhisselâm Mısır hükümdârının rüyâsını
tâbir etmeden önce Allahü teâlânın peygamberi olduğunu söyleyip, mûcize
gösterdi. Gelecek yemekler daha gelmeden önce cinsini ve tadını haber verdi.
Peygamber âilesinden geldiğini, baba ve dedelerinin peygamber olduğunu bildirdi.
Zindandayken insanları tevhid inancına dâvet etmeye başladı. Zindandakilere;
''Ey zindan arkadaşlarım! Çok sayıdaki putlarınız mı hayırlı, yoksa (zâtında ve
sıfatlarında) tek ve her şeye galip olan Allahü teâlâ mı?'' dedi. Arkadaşlarına
tevhid inancını, inanmanın gerekli olduğunu ve hak dinin emir ve yasaklarını
anlattı.


Yûsuf aleyhisselâm hükümdarın
rüyâsını yorumlayıp; ''Yedi sene bolluk, sonra yedi sene kıtlık olacak. bollukta
saklayın, kıtlıkta bunları yersiniz.'' buyurdu. Hükümdar, tâbiri duyunca Yûsuf
aleyhisselâmı istedi. Yûsuf aleyhisselâm Mısır hükümdârının elçisine; ''Efendine
dön de ellerini kesen o kadınların zoru (hâli) neydi? kendisine sor. Benim
Rabbim onların hilelerinin ne olduğunu (ne söylediklerini, ne yaptıklarını)
elbette bilir.'' dedi. Elçi, hükümdarın yanına dönüp Yûsuf aleyhisselâmın
isteğini arz etti. Meseleyi araştıran hükümdar, o kadınları yanına getirtip;
''Yûsuf''un nefsinden murâd almak istediğiniz vakit ne halde idiniz? Onu
Züleyhâ'nın emrine itâat etmeye teşvik ederken size karşı bir meylini
hissettiniz mi? kendisinde bir kötülük, şüphe götürür bir hareket gördiniz mü?''
dedi. Kadınlar ''Hâşâ! Biz onun hiçbir kötü hâline, hiçbir günahına muttali
olmadık.'' dediler. O mecliste bulunan Azizin hanımı Züleyhâ da ; ''Şimdi hak
(doğru) ortaya çıktı. Ben onun nefsinden murâd almak istemiştim. O ise şüphesiz
doğru söyleyenlerdendir.'' dedi. Böylece Yûsuf aleyhisselâmın suçsuzluğu ve
senelerdir zindanda suçsuz olarak kalmış olduğu ortaya çıktı. Mısır hükümdârı
Yûsuf aleyhisselâma tekrar elçi gönderip; Onu bana getirin, kendisini has
müsteşâr edinip işlerimi ona bırakayım.'' dedi. Hükümdârın dâvetini kabul eden
Yûsuf aleyhisselâm zindandan çıktı. Zindanın kapısına da; ''Burası belâ, musibet
ve hüzün evi, dirilerin kabri, düşmanların sevinç, dostların recrübe yeridir.''
diye yazdı. Yûsuf aleyhisselâm hükümdârın sarayına varınca, hükümdâr ona çok
iltifatta bulundu. Hükümdâr görmüş olduğu rüyâ ile ilgili ne gibi tedbirler
alınması gerektiğini sordu. Yûsuf aleyhisselâm; ''Bolluk senelerinde çok ekip,
ekinleri sapları ile berâber, başaklarıyla ambarlara koymalısın. Bu şekilde
ekinler bozulmadan kalır, hem de saplar hayvanlarınız için yem olur. Halka da,
ekinlerinden ihtiyaçları kadarını yemelerini, geriye kalanını saklayıp
korumalarını emretmelisin. Bu yiyecekler kıtlık senelerinde sizin ve çevredeki
insanların ihtiyaçlarını karşılayacaktır.'' dedi. Yûsuf aleyhisselâmın
tavsiyeleri çok hoşuna giden hükümdâr; ''Bu işleri yapmakta bana kim yardım
eder?'' dedi. Yûsuf aleyhisselâm ona; ''Arzın (Mısır'ın) hazinelerinin idâre
işini bana bırak. Ben onu korumaya muktedirim. Tasarruf yollarını bilirim, bu
işi ben yaparım.'' buyurdu. Yûsuf aleyhisselâmın teklifinden bir sene sonra
Mısır Azizi (Mâliye Nâzırı) öldü. Hükümdar hazret-i Yûsuf'u onun yerine Mâliye
Nâzırı yaptı. Mücevherlerle süslü taht ve tâclarla birlikte hazinelerin
anahtarlarını ona teslim etti. Hükümdar bütün yetkilerini de ona verdi.
Memleketin her tarafında Yûsuf aleyhisselâmın emri geçer oldu. Yûsuf
aleyhisselâm, Azizin ölümünden sonra sarayı terk edip perişân hâle gelen ve
Allahü teâlâya imân etmiş olan Züleyhâ'yı Allahü teâlânın emriyle kendine
nikâhlayıp onunla evlendi. Yûsuf aleyhisselâm Züleyhâ'ya: ''Bu senin istemiş
olduğundan hayırlı değil mi?'' dedi. Züleyhâ da ona: ''Ey Sıddik! Beni kınama.
Bildiğin gibi ben, mal, mülk, güzellik gibi dünyâ nimetlerine sâhip bir
kadındım. Ancak kocam kadınlara yaklaşmaktan mahrumdu. Sen de benim gördüğüm en
güzel kimseydin.'' diye cevap verdi. Yûsuf aleyhisselâmın Züleyhâ'dan iki oğlu
ile Rahmet adında bir kızı oldu. Yûsuf aleyhisselâm yetkileri eline alınca
kıtlık senelerinin geleceğini düşünerek gerekli tedbirleri aldı. Gerekli gıdâ
stoklarını yaptırdı. Bu stoklar için büyük depolar yaptırıp topladığı
yiyecekleri buralarda depoladı. İnsanlara da çok iyilik ve ihsânlarda bulundu.
Yedi sene olan bolluk seneleri geçip, peşinde bütün şiddetiyle kıtlık
başgösterdi. Kıtlığın ilk senesinde insanlar hazırladıkları yiyecekleri
bitirdiler. Yûsuf aleyhisselâmdan para ile yiyecek satın almaya
başladılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
YÛSUF ALEYHİSSELÂM
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu :: Dini Bölüm :: Paygamberler Tarihi-
Buraya geçin: