AFFIN ERDEMi
AFFIN ERDEMİ
Bir gün trenle seyahat eden birisi
tesadüfen son derece huzursuz olan genç bir adamın yanına oturmuş. Bir sure
sonra, genç adam, uzak bir hapishaneden henüz çıkmış bir mahkum olduğunu
açıklamış. Mahkumiyeti ailesine o kadar utanç vermiş ki, ne ziyaretine
gelmişler, ne de bir mektup yollamışlar. Ama fakir oldukları için seyahat
edemediklerini, cahil oldukları için mektup yazamadıklarını umuyor; her şeye
rağmen kendisini affetmiş olmalarını hayal ediyormuş.
Ailesinin işini kolaylaştırmak için,
kendilerine mektup yazıp tren kasabanın eteklerindeki çiftliklerinden geçerken
bir işaret koymalarını söylemiş. Ailesi kendisini affetmişse, raylara yakın bir
elma ağacına beyaz bir kurdele bağlayacaklarmış. Eğer kendisinin geri dönmesini
istemiyorlarsa, hiç bir şey yapmayacaklar, o da trende kalıp Batıya gidecek,
belki de bir serseri olacakmış.
Tren, kasabasına yaklaşırken heyecanı o
kadar artmış ki, pencereden dışarı bakmaya cesaret edemiyormuş. Kompartıman
arkadaşı kendisiyle yer değiştirip onun yerine elma ağacına bakacağını söylemiş.
Bir dakika sonra elini genç mahkumun koluna koymuş,
“Şuraya bak” demiş.
Göz pınarlarında biriken yaşlarla
gözleri parlıyormuş.
“Her şey yolunda, bütün ağaç bembeyaz
kurdelelerle bezenmiş”.
O anda bir ömrü zehirleyen tüm acılar,
adeta, birden dağılmış, kaybolmuş.
“Affetmezseniz sevemezsiniz. Sevgisiz
hayat da anlamsızdır”