TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu
FORUMUMUZDAN DAHA IYI YARARLANMAK ICIN UYE OL
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu
FORUMUMUZDAN DAHA IYI YARARLANMAK ICIN UYE OL
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu

|
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Sitemize Moderator Alımları Başlamıştır
Kullanıcıların Dikkatine Forum Kuralları Oluşturulmuştur Bütün Kullanıcılar Lütfen Okusun
Forum Kurallarını Bütün Kullanıcılar Okumuş Sayılmaktadır
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Cradle of Persia 1.08 (Portable)
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyCuma Tem. 16, 2010 4:42 pm tarafından kizilcakisla

» Moderatorluk Kuralları
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyCuma Tem. 16, 2010 4:21 pm tarafından kizilcakisla

» HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:09 pm tarafından k058

» Erkek kadına dedi ki:
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:09 pm tarafından k058

» BİR AĞAÇ OLSAM
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:08 pm tarafından k058

» GÜZEL NE GÜZEL OLMUŞSUN
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:08 pm tarafından k058

» SENİ ÖZLEMEKTEYİM YAR
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:07 pm tarafından k058

» İsimsiz sorgularımın
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:07 pm tarafından k058

» Ben sana mecburum
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyPerş. Şub. 04, 2010 3:06 pm tarafından k058

Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 14 kişi Cuma Mayıs 07, 2021 7:39 pm tarihinde online oldu.
En iyi yollayıcılar
k058
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
Admin
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
3bub3kir
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
eşrefpaşahastanesi
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
coskun.cnd
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
esperaldo
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
kizilcakisla
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
ruya-tabiriniz
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
KaRa_SoN
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
cayluk
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_lcapHendek Savaşı(M. 627- H.6) Voting_barHendek Savaşı(M. 627- H.6) Vote_rcap 
Üye Paneli
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) ConfigureProfiliniz                 
Bilgiler
Seçenekler
İmza
Avatar

Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Kwalletmanager Sosyal                    
Arkadaş ve Tanınmamış
Üye listesi
Grup
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Newmsg Özel Mesaj            
 Yeni Özel Mesaj
Gelen Kutusu
ÖM Gönder
 Saklanan Ö. Mesajlar
Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Kthememgr Forumdan             

 

 Hendek Savaşı(M. 627- H.6)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
k058
Yönetici
Yönetici
k058


Canlı
Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
Balık
Mesaj Sayısı : 284
Kayıt tarihi : 04/06/09
Yaş : 30
Lakap : Paylaşımcı | Admin

Hendek Savaşı(M. 627- H.6) Empty
MesajKonu: Hendek Savaşı(M. 627- H.6)   Hendek Savaşı(M. 627- H.6) EmptyC.tesi Ocak 30, 2010 11:48 pm

Hendek SavaşıHendek Savaşı(M. 627- H.6)



Medine'den
sürülen Kaynuka ve Nadir Oğulları Yahudileri, İslama karşı olan kinlerini
arttırmışlar, öc almak hevesine kapılmışlardı. Bunun için sığındıkları yerlerde
hazırlıklar yaptılar. Mekke'ye giderek Kureyşlilerle beraber Islama karşı
anlaştılar. İslâm düşmanlığını körüklemek için puta tapmanın Allahü Teâlâ'ya
ibadet etmekten üstün olduğu sapıklığını bile söylemekten çekinmediler.
Kendileri kitap sahibi olduklarını bilip putperestliğe karşı durdukları halde,
İslâm düşmanlığı için böyle alçaklığa düştüler.. Müslümanlarla savaş için
kâfirlere büyük yardım ve vaadde bulundular.
Hendek
Aşılamıyor




Ebû Süfyan
kumandasında 10 bin kişilik bir ordu hazırlayan müşrikler, hicretin altıncı
milâdın 627'nci yılında Medine üzerine yürüdüler. Peygamberimiz Aleyhisselâm
sahabileriyle görüştü. Medine'de kalarak düşmanı karşılamak kararını aldı. Üç
bin kişilik bir İslâm Ordusu hazırlandı. Ancak düşman çok kalabalık ve
hazırlıklı olduğu için başka tedbirler araştırıldı. Sahabilerden İranlı Hazreti
Selman'ın fikri üzerine, şehrin etrafına hendekler kazıldı. Bu kazı işleri çok
güç oldu. Peygamberimiz Aleyhisselâm çalışmalar sırasında büyük müjdeler verdi.
Kureyş'in topladığı ordu, Medine'ye gelince, gördükleri hendek karşısında
şaşırıp kaldı. Çünkü Arabistan'da şimdiye kadar böyle bir savaş tekniği
görülmemişti. Bu hâl onların moralini bozdu. Karargâhlarını kurup beklemeğe
başladılar. Hendeği geçemedikleri için karşılıklı ok ve taş atmalarla kuşatma 20
güne yakın sürdü. Şehirde açlık ve kıtlık müslümanları güç durumda bıraktı. Bu
arada Kaynuka ve Nadir Oğulları Yahudileri, müslümanlarla andlaşma halinde olan
Kurayza Oğulları Yahudilerini de kandırdı. Kuvvet çok büyük olduğu için,
müslümanların işi bitirilecek gözüyle bakılıyordu. Müminler bu ihanet ile iki
düşman arasında sıkışıp kaldı.

O sırada
Gatafan kabilesi büyüklerinden Nuaym, gizlice müslüman oldu. Bu nazik devrede
iyi bir hizmet yapmak istedi. Kureyşliler ve yahudiler arasındaki birliği hile
ile bozdu. Bu arada Allahü Teâlâ'nın lütfuyla çıkan bir fırtına her tarafı alt
üst etti, soğuk ve yağmur da bastırınca müşrikler barınacak yer bulamadı..
Yahudiler ise kalelerine çekildi. Moralleri iyice bozulan Kureyş ordusu da
çareyi çekilmekte buldu. Müslümanlar en sıkışık bir halde, umulmadık şekilde
kurtuluşa erdi. Çekilen düşman askerlerinden pek çok mal ve yiyecek kaldı. Açlık
ve kıtlık da giderilmiş oldu.

"Hendek" veya
bir çok hiziplerden, kabilelerden asker toplandığı için "Ahzab Gazası" adı
verilen bu savaşta müminlerden 5 kişi şehîd düştü. Kâfirlerden ise 4 kişi öldü.
Hendeğin dar bir yerinden atlayan Arap yarımadasının çok ünlü pehlivan savaşçısı
Amr b. Abdivüdd, Hazreti Ali'nin yiğitçe ve kurnazca karşı koymasıyla can verdi.
Savaşın en sıkışık bir gününde müminler namazlarını hiç kılamamışlar, gece kazâ
etmişlerdi. Bu gazadan sonra Peygamberimiz Aleyhisselâm, Kureyş'in artık
saldıramayacağını, nöbetin kendilerine geldiğini müjdeledi.
Kurayza
Yahudilerinin Cezalandırılması




Hendek
gazasının en nazik devresinde ahidlerini, andlaşmalarını bozan ve vatanlarına
ihanet eden Kurayza Oğulları yahudileri kalelerine çekilmişlerdi. Peygamberimiz
Aleyhisselâm, müminlere silâhlarını çıkarmadan onların üzerine hareket emrini
verdi. İhanetin cezası geciktirilmeden verilmesi için ilâhî ilham gelmişti. Eğer
bu hainlik cezasız kalırsa, müslümanlar için tehlike devam edecekti.

Yahudiler,
müslümanları görünce 900 kişilik kuvvetleriyle karşı koydular. Kalenin
kuşatılması ile süren savaş, 25 gün sonra yahudilerin teslim olmasıyla bitti.
Yahudiler kendileri için verilecek karar hakkında, dostları olan Evs kabilesinin
reisi Hazreti Sa'da b. Muaz'ın hakemliğini istediler. O da yahudilerin arzusu
üzerine Musa Aleyhisselâm şeriatı ve Tevrat'a göre hüküm verdi. Yahudiler hükmün
Tevrat'a uygun olduğunu kabul ettiler. Buna göre, eli silâh tutan erkeklerden
400 kişi idam edildi, kadınlar ve çocuklar esir sayıldı, mallar ise ganimet
olarak alındı.
Müreysî
Gazası ve Teyemmüm (M. 627- H.6)




Medine'ye 9
günlük mesafede yerleşen Mustalık Oğulları kabilesi, müslümanlarla iyi
geçiniyorlardı. Ancak Kureyşlilerin tahriklerine kapıldılar. Medine'ye saldırmak
ve Peygamberimiz Aleyhisselâmı öldürmek sarhoşluğuna düştüler. Böylece
Kureyşlilerin yapamadığını başarmak ve müşrikler içinde itibarlı hale gelmek
istediler. Peygamberimiz Aleyhisselâm 1000 kişilik bir kuvvetle, bunların
üzerine yürüdü. Müminlerin üzerlerine geldiğini gören düşman korktu. Bir kısmı
kaçtı, bir kısmı savaştı.

Hicretin
altıncı, milâdın 627'nci yılı Aralık ayında Müreysi denilen su başındaki
savaşta, düşman kısa zamanda hezimete uğratıldı. Müminler bir şehîd verdi.
Düşman ise 10 ölü ile 700 esir, binlerce hayvanlık ganimet bıraktı. Kabile reisi
Haris'in kızı Cüveyriyye de esirler arasındaydı. Babası, onun asaletinden dolayı
cariye olamayacağını ileri sürdü. Cüveyriyye ise Peygamberimiz Aleyhisselâmın
yanında kalmak istediğini bildirdi. Peygamberimizin kurtuluş parasını vermesiyle
serbest kaldı. Kendi isteği ile Peygamberimiz Aleyhisselâm ile evlendi.
Sahabiler de müminlerin validesinin yakınlarını esir tutmaktan kaçındılar,
hepsini serbest bıraktılar.

Müreysî veya
Benî Mustalık gazvesi adıyla anılan bu savaştan dönerken, müminlerin validesi
Hazreti Âişe iftiraya uğradı. Emânet olarak takındığı bir gerdanlığı düşürmüş ve
onu ararken Ka-afileden geri kalmıştı. Kendisine rastlayan bir mümin, onu
devesine alarak Kaafileye yetiştirdi. Ordudaki münafıklar bunu dillerine
doladılar. İfk (iftira) dedjkoduları ile bütün müminleri üzüntüye soktular.
Ancak Hazreti Âişe'nin iftiradan uzak ve temiz olduğuna dair âyetler indi.
^Peygamberimiz Aleyhisselâm ve müslümanlar rahatladı. Hazreti Âişe'nin
gerdanlığının aranması sebebiyle İslâm Ordusu beklemiş ve su sıkıntısı
çekilmişti. Namazlarını kılmak için abdest alacak su bulamadılar. Sahabiler
telâşa kapıldı. Hazreti Ebû Bekir, buna yol açtığı için kızına çok kızdı. Ancak
teyemmüm emri geldi, bütün müminler sevindi. Toprakla teyemmüm edip temizlenerek
namazlarını kıldılar. Böyle bir kolaylığa sebep oldukları için Hazreti Ebû Bekir
ailesini kutladılar. Gerdanlığın kaybolmasının hikmeti de meydana çıkmış
oldu.
Kabeyi
Ziyaret İçin Yola Çıkış




Hicretin
altıncı yılının Zilkade ayında Peygamberimiz Aleyhisselâm 1500 eshabıyla Kabe'yi
ziyaret için yola çıktı. Niyetleri sadece ziyaret ve tavaf olduğundan yanlarına,
yalnız âdet üzere yolcu silâhı olan kılıç almışlardı. Bununla Kureyşlilere de
savaşmak için gelmediklerini göstermek istiyorlardı. Eğer Kureyşliler de sulh
niyetiyle gelişe anlayış gösterirse, İslâm Dini daha iyi yayılma imkânı
bulacaktı. Çünkü bazı kabileler, arzu ettikleri halde, Kureyşlilerin savaş
haline bakarak müminlere yaklaşmaktan çekiniyorlar, İslâm Dini ile
şereflenemiyorlardı.

Müslümanlar,
ihramlarına bürünmüş, kurbanlık develerini yanlarına almış oldukları halde,
Mekke'ye bir günlük mesafedeki Hudeybiye Kuyusunun adını taşıyan köye kadar
geldiler. Haber Mekke'ye ulaştığı zaman, kâfirler telâşa kapıldılar. Ne olursa
olsun müslümanları Mekke'ye sokmamaya karar verdiler. Müslümanların niyetini tam
öğrenebilmek için elçi gönderdiler. Ancak kendi elçilerinin Fahri Kâinat
Efendimize gösterilen itaat ve hürmeti anlatmasından hoşlanmadılar.
Peygamberimiz Aleyhisselâm Kureyşlilere hacdan başka bir maksat için
gelmediklerini anlatabilmek için, müminlere baskın için gelen ve esir alınan
müşrikleri de serbest bıraktırdı. Gönderdiği bir keşif kolu ile de müşriklerin
durumunun ne olduğunu öğrendi.

Peygamberimiz
Aleyhisselâm, kendi elçilerine güvenmeyen, araya girenlerin sözlerine bakmayan
Kureyşlilere, savaş niyetinde olmadıklarını bildirmek için Hazreti Osman'ı elçi
gönderdi. Kureyşliler Mekke'de bir çok yakını olmasına rağmen, Hazreti Osman'ı
göz hapsine aldılar. Onun Kabe'yi tavaf için geldiklerine dair sözlerine aldırış
etmediler. Ancak kendisinin tavafına izin verdiler. Hazreti Osman ise,
Peygamberimiz Aleyhisselâm olmadan Kabe'yi ziyaret edemeyeceğini bildirdi.
Hazreti Osman'ın gelmemesi üzerine müminler endişeye düştü. Hatta Mekkeliler
tarafından öldürüldüğü haberi çıkarıldı. Vaziyet çok nazik bir devreye girdi.
Sahabiler Peygamberimiz Aleyhisselâmm etrafında toplandılar. Bir ağacın altında,
Peygamber elçisini öldürenlerle savaşmak, Peygamberimizin emirlerine sonuna
kadar uymak üzere biat ettiler, söz verdiler. Onun için bu ahde, Rıdvan Biati
denilir. Müminlerin sayısı ve silâhı zayıftı, fakat imânları kuvvetliydi. Onun
için bu biatin tarihteki yeri çok mühimdir.

Müslümanların
bu kararlı hazırlığı duyulunca, Kureyşliler telâşa kapıldı. Çünkü ileri
gelenler, savaşların kendileri için iyi sonuç vermediğini anlamıştı. Üstelik
sulh içinde olurlarsa, Şam ticaret yolunda serbestçe gidip gelebileceklerini
düşünüyorlardı. Hemen Hazreti Osman'ı serbest bıraktılar. Andlaşma yapmak üzere
de elçiler gönderdiler. Hazreti Osman'ın sağ olarak dönmesiyle müminler
rahatladılar.
Hudeybiye
Andlaşması (M. 628-H.?)




Peygamberimiz
Aleyhisselâm sulhun daha iyi ofacağını ve Mekke'de gizlice imân edenleri
düşünerek elçilerle andlaşmayı kabul etti. andlaşma görünüşte müminlerin
aleyhine gibiydi. Çünkü kâbe ziyaretinin ertesi seneye kalması, imân eden
Mekkelilerin Medine'ye alınmaması, gelirlerse geri verilmesi gibi ağır hükümler
vardı. 10 sene için imzalanan bu andlaşma, müminlere çok ağır geldi.
Peygamberimiz Aleyhisselâm, kendilerini Fetih Sûresi'nin gelişiyle, zaferin
yakın olduğunu müjdeledi. 13 Mart 628 yılında imzalanan andlaşma sırasında,
Hudeybiye'de 20 gün kalındıktan sonra dönüldü.

Hudeybiye'de
müminlere ağır gelen maddelerin hikmeti kısa zamanda anlaşıldı. O maddeler,
kâfirlerin kendi isteğiyle andlaşma-dan çıkarıldı. Çünkü andlaşma hükümlerince,
Medine'ye gelemeyen ve barınamayan müslümanlar Şam yolu üzerinde toplandı. 300
kişilik bir mücahid birliği kurarak Mekke kervanları için korkulu rüya oldular.
Kâfirler bu tehlike karşısında ricalarla bu hükmü kaldırttılar. Müminlerin
Medine'ye serbestçe gelmesi, Arap kabilelerinden dileyenlerin müminlerle birlik
olmasıyla İslâmiyet iyice yayıldı ve kuvvetlendi.
Hayber'in
Fethi (M. 628- H.7)




Müminler,
Hudeybiye andlaşmasına kadar hep Mekke'li düşmanlarla uğramışlar, Şam
tarafındakilere karşılık verememişlerdi. Halbuki Hayber'de toplanan yahudilerin
zararı hayli büyüktü. Çünkü Medine'den kovulmalarının acısını unutmamışlar, her
fırsatta İslâm aleyhinde çalışmaktan geri kalmıyorlardı. Hayber bereketli ve
zengin bir yer olduğu için maddî kuvvetleri yerindeydi. Elde ettikleri büyük
gelirleri, müminlere zarar vermek için kullanıyorlardı. Nitekim Hendek savaşı
bunların maddî destekleriyle olmuş, müşriklerle beraber hareket ederek müminlere
ihanetten çekinmemişlerdi.

Peygamberimiz
Aleyhisselâm Mekke'lilerden sonra Hayber yahudileri ile de sulh yapıp İslâmın
yayılmasını istiyordu. Bunun için elçiler gönderdi. Ancak yahudiler bazı müşrik
kabilelerle de dost oldukları için sulhu kabul etmediler. Müşrik dostları ile
beraber müslümanları yeneceklerini sandılar. Bunun üzerine, İslâm aleyhinde
devamlı olarak kaynayan fitne ve fesad ocağını söndürmek için karar verildi.
2000 kişilik mücahid ordusu dört günlük mesafedeki Hayber kalelerine dayandı.
Yahudiler Peygamberimiz Aleyhisselâmm yeniden yaptığı sulh teklifini yine
reddettiler. Bunun üzerine kale kuşatıldı ve şiddetli çarpışmalar başladı.

Yahudilere
yardım gelecek yerleri müminler kestiği için, kaledekilerin ümitleri suya düştü.
10 gün boyunca çok çetin bir savaş oldu. Kaleler birer birer düşmeye başladı.
Hazreti Ali bu savaşta çok üstün kahramanlıklar gösterdi. Yahudilerin düşmeyen
kalesi Kamus'un kumandanı meşhur ve cesur pehlivan Mahrab'ı yere serdi.
Müminlere meydan okuyan bu korkunç kumandanın ölmesiyle yahudiler paniğe
kapıldı. Hazreti Ali Efendimiz bir keramet olarak kale kapısını koparıp kalkan
olarak kullandı. Kamus kalesini alan kumandan oldu. Böylece Hayber Fatihi unvanı
verildi.

Milâdî 628
yılının Mayıs ayında yapılan bu savaşta yahudiler 93 ölü ile teslim oldular.
Müminler ise 15 şehîd verdiler. Hayber'in topraklarını çalıştıracak insanlara
ihtiyaç vardı. Onun için yahudiler burada yarı hisse ile çalışmak üzere
bırakıldı. Ancak onlar, Peygamberimiz Aleyhisselâmı bir yemek sırasında
zehirlemeye kalkıştılar. Yine de afvolundular.

Peygamberimiz
Aleyhisselâm, Hayber'den dönerken Fedek yahudilerini de aynı şartlarla
topraklarında bıraktı. Vâdilkurâ mahiyesi yahudileri karşı koymak istediyse de,
burası fethedildi. Topraklarında yarı hisse ile çalışmaları kabul edildi.

Mekkelilerle
andlaşma yapılıp Hayber yahudilerinin de zararsız hale getirilmesiyle Medine'nin
iki tarafı da açılmış oldu. Arap kabileleri birer birer gelip imân etmeye
başladı. Böylece İslâm Dini, Şam diyarından Yemen'e kadar bütün Arap
yarımadasında kök saldı. Bu gelişmelerin hepsi Hudeybiye andlaşmasından sonra
olmuştu. Vaktiyle andlaşmayı müslümanların zararına görenler, bu fetihler
sonunda fikirlerinde yanıldıklarını anladılar ve pişman oldular.
Hükümdarları
Dine Davet (M. 628- H.7)




Peygamberimiz
Aleyhisselâm, bütün insanlara ve cinlere doğru yolu göstermek üzere
gönderilmişti. Arap kabilelerinin imân etmeye başlamalarından sonra, diğer
insanları da hak dine çağırdı. Hicretin yedinci milâdın 628'nci yılı Muharrem
ayında, hükümdarlara ve devlet temsilcilerine elçiler gönderdi. Kendilerini ve
emirlerinde yaşayan toplulukları İslâm Dinine çağırdı. Yazdığı mektuplarda bir
çok nasihatlar etti.

Peygamberimiz
Aleyhisselâmm elçilerinden Hazreti Amr b. Ümeyye, Habeş Hükümdarı Ashame'ye;
Hazreti Hâtıb b. Ebî Beltia, Mısır Hükümdarı Mukavkıs'a; Hazreti Dıhye b.
Halife, Bizans Kralı Herakl'e; Hazreti Süleyt b. Amr, Yemâme Meliki Hevze b.
Ali'ye; Hazreti Şücâ b. Vehb, Gassan Meliki Haris b. Ebî Şemmer'e; Hazreti
Abdullah b. Huzâfe ise, İran Şahı Husrev Perviz'e gönderildi.

Bunların
içinde ilk dört hükümdar, elçileri iyi karşıladı.

Diğer ikisi
ise, çok kızarak küstahlık gösterdi. Ancak çok geçmeden belâlara uğrayıp
cezalarını çektiler. Habeş Hükümdarının imân ettiği, Bizans Kralı'nın ise bu
niyette olduğu halde yanındakilerden çekindiği bildirilmektedir. Elçi geldiği
zaman Şam'da bulunan Herakl, Mekke tüccarlarıyla beraber Ebû Süfyan'ı kabul
etmiş, Peygamberimiz Aleyhisselâm hakkında bilgi almıştır. Duyduklarının
hepsinin son peygamberin vasıfları olduğunu söylemiştir. Mısır hükümdarı nazik
bir cevapla bir çok hediyeler ve iki cariye göndermiştir. Bunlardan birisi
müminlerin validesi Hazreti Mâriye'dir. Peygamberimiz Aleyhisselâmın mektubunu
yere atıp savaşa kalkışan Gassan Meliki'nin yurdu, kısa zaman sonra
müslümanlarca fethedildi. Mektubu yırtıp Peygamberimiz Aleyhisselâmı öldürtmek
için valisine emir veren İran Şahı ise, kendi oğlu tarafından öldürüldü.
Müminlerin
Kabe Ziyareti (M. 628- H.7)




Hicretin
yedinci yılı hac mevsiminde, Peygamberimiz Aleyhisselâm 2000 kişilik mümin
topluluğuyla Kabe'yi ziyaret etti. Hudeybiye andlaşmasıyla bir sene sonraya
kalan bu ziyaret sırasında müminler sadece yolcu silâhlarını kuşandılar,
andlaşma hükümlerince üç günlük ziyaret esnasında Kureyşliler şehri boşalttılar.
Müminlerin Peygamberimiz Aleyhisselâmın etrafında birlik içerisinde Kabe'de
ibadet etmelerini uzaktan hayranlıkla seyrettiler. Medine'de zayıfladıkları
suçlaması karşısında Peygamberimiz Aleyhisselâm ile sahabileri başları dimdik
halde koşarak güçlerini gösterdiler. Kurbanlarını kestikten sonra Medine'ye
döndüler.

Hicretin
yedinci, milâdın 628'nci yılında yapılan Kâbe ziyareti, büyük tesirler
uyandırdı. Müslümanların dinlerine bağlılıkları, temiz ahlâkı müşriklerin
dikkatini çekti. Nitekim Uhud'da İslâm Ordusunu boğazdan basan ve savaşın
şeklini değiştiren büyük kumandan Halid b. Velid ile, Amr b. As, Osman b. Talha
gibi Kureyş'in ileri gelenleri imân etti. Kâfirlerin kendilerini kınamaları
karşısında, İslâm Dininin üstünlüğüne tam inandıklarını, her türlü kötü inançtan
kurtulduklarını bildirdiler. Onların Medine'ye gelerek aralarına katılması,
müslümanları çok sevindirdi.
Mute Harbi
(M. 629- H.Cool




Hicretin
sekizinci, milâdın 629'ncu yılı Eylül ayında Rumlarla ilk karşılaşma olan Mute
savaşı yapıldı. Peygamberimiz Aleyhisse lamın İslama davet için gönderdiği
elçisi Hazreti Haris b. Umeyr, Gassan Meliki Şurahbil tarafından alçakça şehîd
edilmişti. Bunun üzerine 3000 kişilik bir ordu toplandı. Peygamberimiz
Aleyhisselâm, azadlı kölesi Hazreti Zeyd b. Hârise'yi başkumandan seçti.
Şehîdlik halinde sancağı Hazreti Cafer b. Ebî Talib, Hazreti Abdullah b. Revâha
ve bir müminin sıra ile almalarını emretti.

İslâm Ordusu
Önce Şurahbil'i imân etmeye çağıracak redederse savaşılacaktı. Fakat Bizans
Devleti'nin himayesinde olan Gassan Meliki, bunu duymuş kraldan yardım
istemişti. Böylece yardım için 100 bin kişilik çok büyük bir ordu toplandı.
Müminler Suriye tarafında Kudüs'e yakın Mute kasabasında korkunç Rum ordusunu
görünce şaşırdılar. Ancak Allah yolunda, geri dönmelerinin uygun olmadığına
karar verdiler. Bu kadar büyük düşman karşısında bir avuç sayılabilecek İslâm
mücahidleri amansız bir savaşa girdiler.

Hazreti
Zeyd'in şehîd düşmesiyle, Hazreti Cafer başkumandan oldu. 90 yerinden aldığı
yaralarla 33 yaşında o da şehîdlik rütbesine kavuştu. Ondan sonra sancağı alan
Hazreti Abdullah da şehîd olunca, müminler paniğe kapıldılar. Hazreti Halid b.
Velid'in konuşmaları ve çabaları karşısında, kendisini başkumandan seçtiler.
Hazreti Halid, orduda yeni ayarlamalar yaptı. Müminlerin gayretleri karşısında
sayısını bilemeyen düşmanı şaşırttı. Kahramanca çarpışmalar yaparak elinde dokuz
kılıç kırdı. Müminlere taze kuvvet geldiğini sanan düşman bozguna uğradı. Bu
fırsatı iyi kullanan Hazreti Halid, ordusunu toparlayıp Medine'ye getirdi.
Böylece 12 şehîd verildikten sonra büyük bir felâketin önü alınmış oldu.


Peygamberimiz, savaşta kolları kesilerek şehîd olan Hazreti Cafer'e Cennette iki
kanat takıldığını müjdeleyerek "Tayyar = Uçucu" lâkabını bildirdi. Hazreti
Halid'e ise "Seyfullah = Allah'ın Kılıcı" lâkabını verdi. O'nun kahramanlığını;
askerî dehâsını övdü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hendek Savaşı(M. 627- H.6)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Bedir Savaşı
» Uhud Savaşı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TurkuazForum | Bilgi Paylaşım Platformu :: Dini Bölüm :: Hz.Muhammed(S.A.V)'in Hayatı-
Buraya geçin: